Oyun bir bozuk düzen hikayesini anlatır. Ahlak, toplumdaki adalet kavramı ve insanın etik değerleri
çarpıklaşmış; çarpıklaşan düzenin getirdiği yaşama kültüründeki bozukluklar ve bu yönde gelişen
toplum refleksleri bozuk düzeni ortaya çıkarmıştır. Bu bozuk düzen, içinde sert ve baskıcı bir tavrı
barındırır. Sınıf farklılıklarını merkeze alarak, bu yaşayıştaki sistemi ve bu sistemdeki insan faktörlerini
eleştirel bakış açısıyla sunar bize Woyzeck.
Askerde berber olarak çalışan Woyzeck, gayri resmi karısıyla beraber yaşar. Geçimini Yüzbaşının ayak
işlerini yaparak ve Doktorun deneylerine kobaylık ederek sağlar. Bu süreçte oyun dünyasındaki
düzenin, insan yaşantısındaki yankısına tanıklık ederiz.
Peki insan ve insan yaşantısı, bozuk düzenin neresindedir?
WOYZECK, yaşam ve panayır benzerliğinden yola çıkılarak sahneye konulmuştur. Bir panayır paralelliğinde kurulan yaşam fikri, dekor kullanılmadan oluşturulan oyun alanı ve oyun plastiğinde kullanılan karton malzeme yoluyla desteklenir. Kostümlerin aynı olduğu ve 4 oyuncu kişisi ile oynanan oyun, dört
oyuncu kişisinin rolleri her ayrı sahnede sürekli değişerek oynaması üstünden herkesin bir Woyzeck
olduğu veya olabileceği mantığı merkeze alınarak çalışılmıştır. Süreç boyunca, oyunda var olan yaşama
kültürünün nasıl işlediği ve insanı neye dönüştürdüğü gözlenir.
Bu bağlamda, sistem ve sistem eleştirisi çevresinde cinsiyet ayrımı yapılmadan, insan, asal bir figür
olarak oyunun merkezinde yer almaktadır.
Hollanda’lı oyun yazarı Lot Vekemans Antik Yunan karakterlerinden İsmene’yi günümüze çağırıyor.
Yazarın, beklemenin kahramanı olarak adlandırdığı İsmene, şimdinin insanı ile karşılaşmasında kendi
gözünden anlatıyor hikayesini. Kimlik inşasını kendi geçmişi üstünden gerçekleştiren İsmene’nin;
geçmişine, kadınlığına, insanlığına ve genel olarak insan kimliğine bir bakış atıyoruz.
“İnsanın seve seve anlatacağı türden bir hikaye
Değil bu gerçekten
Bir doğum günü partisinde filan
İnsanlar
Annenle baban hayatta mı diye sorsa
Hayır demek zorunda kalırsın
Biri kendini öldürdü
Diğeri kendi gözlerini oyup
Ölünceye dek sokaklara sürgün edildi
Bir hayal etmeye çalışıyorum da
Yok anlatılmaz bu
Birileri yaş pastasından bi lokma alırken”